GENÇLER ÇOK MUTLUYMUŞ
Kısa adı (TÜİK) olan Türkiye İstatistik Kurumu “İstatistiklerle Gençlik, 2020” verilerini kısa bir süre önce paylaştı. Türkiye özellikle genç nüfusu konusunda önemli bir potansiyele sahipti. “İstatistiklerle Gençlik, 2020” verileri de bu önemli ayrıntıyı tekrar ortaya çıkardı ve Türkiye'nin genç nüfus oranının Avrupa Birliği üyesi 27 ülkenin genç nüfus oranlarından daha yüksek olduğu görüldü. Ancak genç nüfusumuzun yaşlandığını da hemen ifade edeyim. “İstatistiklerle Gençlik, 2020” verilerinde bu öneli genç nüfusumuzun çok büyük bir bölümünün mutsuz olduğu bilgisi de verildi. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ ün Türkiye Cumhuriyetini emanet ettiği gençlerimizin %53’ü mutsuz olduğunu belirtti. Şimdi ben buraya mutsuz gençlerin genç nüfusa oranını yazdım oysaki TUİK açıkladığı “İstatistiklerle Gençlik, 2020” verilerinde bu oranı “Gençlerimizin %47’si mutlu olduğunu belirtti” ifadesi ile açıkladı. Peki %53 ne oldu. Anladığınız gibi TUİK yaptı gene yapacağını. Türkiye’nin genç nüfusunun mutsuz olan %53’u değil, mutlu olduğunu ifade ettiği %47’ lik bölümüne açıklamasında yer verdi. Bu durumda Türkiye İstatistik Kurumunun her ayın başında yaptığı enflasyon oranları açıklamasına benzemiş oldu. Sokak ve halkın enflasyonu ile TUİK’ in enflasyon oranları uzun bir süreden bu yana maalesef birbirini tutmuyor. Tabi bu durum zaten bildiğim bir durumu da ortaya çıkardı. Her şeyi bir kenara bırakıp uzun yıllardır genç nüfus oranımızla övünen Türkiye’nin nasıl bu duruma geldiği düşünmeliyiz. Hem de 19 Mayıs Gençlik Bayramının ertesinde. Yıllar boyunca Türkiye genç nüfusu ve tabi ki genç iş gücü ile övündü, ancak yıllar geçti bence bu gücü kullanamadık. Türkiye’de genç ve çalışmaya hazır bir nüfus varken bu genç nüfusu heba ettik. Tabi ki gençlerimizin belirli bir bölümünden faydalandık. ancak en başarılı gençler beyin göçüne kapılıp Türkiye’den başka ülkelere gittiler. Ve başarılarını orada sürdürdüler. O gençlerimizde okuduğumuz haberlerde gurur duyduk. Peki diyeceksiniz ki “gitmeselerdi de vatanlarında kalsalardı. “bence size sorarım, onlara çalışabilecekleri, kendilerini geliştirebilecekleri imkanları ve gelirleri sağladık mı ? onlara araştırma ve geliştirme için bütçe sağladık mı ? en önemlisi onlara bir gelecek vadedebildik mi ? bu soruların hepsinin cevabı hayır olduğu için parlayan gençlerimiz yurtdışındaki ülkelerde yaşıyor. Gelelim yurt içinde kalan gençlere maalesef o %53’lük kesiminde çok büyük bir bölümün de hayali yurtdışında bir ülkede yaşamak. Peki biz ülkemizi ne kadar kötü bir hale getir dikte Cumhuriyetimizin bekçisi olan gençlerimiz kaçış yolu arıyor. Tabi bu durumu da az çok hepimiz biliyoruz. Üniversite bitiren hatta iş bulamaması nedeni ile 2. Yada 3 üniversiteyi bitiren gençlerimiz işsiz. Bırakın kendilerini geliştirmeyi karınlarını aileleri doyuruyor. Üniversite mezunlarımız çok çok şanslılar yada aileden zenginler ise sorun yok ama bu imkanlara sahip olmayanlar asgari ücretlere yaşam savaşı vermeye çalışyorlar. Bu sürede de kendilerini geliştirme yada ülkeye yararlı çalışmalar yapma gibi konuları değil ayın sonunun nasıl getireceğim kaygısı ile başbaşalar. Tabi ki bu gençlerimizin mutlu olmasını belleyemeyiz. Ailelerde çocuklarının bir gelecek hazırlamaya çalışsalar da eldeki imkanlar zaten buna izin vermiyor. Özel okullarda okuyan, kollej’lere giden zaten aileden varlıklı olan gençlerde sorun yok zaten onlar kendilerini geliştirmek için üst düzey imkanlara sahipler işte o genlerde TÜİK verilerine göre herhalde %47’li kısım. %53 ise üniversite mezunu olsa bile mesleğini yapamayan atanamayan, “atanıncaya kadar geçici bir işte çalışayım da cebimde param olsun” diyen kesim yani mutsuz olan gençlerimiz. daha aşağı yaşlarda da durum neredeyse aynı özel okul ile devlet okulu eğitim içerik ve kalitesi, eğitimde eşitsizliği getirince imkanı olmayan gençlerin hiç sansı kalmıyor. Aileler ne kadar gayret etse de o imkanları çocuklarını na kazandıramıyorlar yada kazandırmak için gece gündüz çalışıyorlar. Sonunda iş bulamayan diplomalı genç yığınlar oluşuyor. İstihdam olmayınca da mutsuzluk, umutsuzluk artıyor. Gitgide yaşlanan, guru duyduğumuz genç neslimizi gençlerimizi hayata bağlamak ve onları üretmeye teşvik edecek planlamalara ve projeler acilen ihtiyaç var. yoksa genç nüfusumuzu kaybediyor olacağız.